DİL GELİŞİMİ
%20 İndirim
DİL GELİŞİMİ
- Stok Durumu: Stokta var
- Yayınevi: Eğiten Kitap
- Ürün Kodu: 903
- Yazar Adı:
Satış Sayısı: 1
Görüntülenme Sayısı: 823
192,00TL
240,00TL
Vergiler Hariç: 192,00TL
DİL GELİŞİMİ
Editör:
Doç. Dr. Zeynep DERE
Yazarlar:
Doç. Dr. Dilek ALTUN
Doç. Dr. Esra DEMİR ÖZTÜRK
Doç. Dr. Meral TANER DERMAN
Doç. Dr. Zeynep DERE
Dr. Öğr. Üyesi Burcu SARI UĞURLU
Dr. Arzu ERGİŞİ BİRGÜL
Öğr. Gör. Çiğdem KAYA BAĞDAŞ
Öğr. Gör. Mine GÖL
ÖN SÖZ
Dil, sağlıklı gelişim sürecinde bireylerin oluşturduğu kodlar sistemidir.
Bu sistem fonoloji, morfoloji, sentaks, semantik ve pragmatik alanlarından oluşmaktadır. Dil, bütün alanların aktif kullanımı ve beynin tamamının aktif katılımıyla ortaya çıkmaktadır. Dilin edinimi ve dil becerilerinin sergilenmesi, beyindeki aktif oluşumlara bağlıdır.
Sinir sisteminde uygun fizyolojik bir ön hazırlık oluşmazsa dilin, kazanılması ve kullanılması mümkün değildir. Dil becerilerinin sergilenebilmesi için gerekli olan en temel özellik insan beyninin biyolojik kapasitesidir. Bu kapasitenin diğer canlılarınkinden en önemli farkı biçim, ağırlık ya da nöron sayısı değildir. Beynin tüm bölgelerini birbirine bağlayan nöron ağlarıdır. Gelişmiş yapısı olmasına rağmen, beyin işlevlerinin sağlıklı gelişimi ve işleyişinin birçok faktörle ilişkili olduğunu söylemek mümkündür.
Dilin bireylerin kendisini ifade etmesine fırsat veren dinamik bir yapı olduğunu söylemek mümkündür. Çağlar boyu insanlar kendini ifade etmenin birçok yolunu aramıştır. Mağaralarda ilk dönemde çizilmiş resimler sayesinde insanların çağlar arasında birbirleri ile iletişim kurmaları mümkün olabildi. Bireyin sahip olabileceği becerilerden en kıymetlisinin dil becerisi olduğunu söylemek mümkündür. Dil sıradan bir beceri gibi görülebilir. Ancak, karmaşık ve ortaya çıkışı etkileyici bir beceridir. Dilin nasıl geliştiği, nasıl yayıldığı, kökenleri hala tartışılan bir gizemdir. Dilin gelişimi, yayılımı, kökeni gibi konular ile ilgili birçok teori bulunmaktadır. Yazı sistemi dilin ve kültürün çağlar boyu yaşamasına fırsat vermektedir. Dünyada yok olan kadim diller bulunduğunu ifade etmek mümkündür. Bunun yanında kaynaklara göre, bugün dünyada 2500-5000 civarında dilin varlığından bahsedilebilir .Her dil kendi coğrafyası ile bütünleşmektedir. Diller arasındaki farklılaşma rastlantısal değil, tarihi ilişkilerle alakalıdır. Günümüzde hâlen dil-lehçe ayrımının yapılamamasından ve yeryüzünün çeşitli yerlerinde yazıya geçirilmemiş, işlenmemiş dillerin bulunmasından dolayı yaşayan dil sayısı netlik kazanmamıştır.
Türkçe Ural-Altay dil ailesine aittir. Güneydoğu Avrupa ve Batı Asya’da konuşulan Türk dilleri dil ailesine ait sondan eklemeli bir dildir. Asya’nın Büyük Okyanus kıyılarından, Orta Avrupa’ya ve Akdeniz kıyılarına kadar uzanan alanda konuşulan Ural-Altay dil ailesi, Ural ve Altay dilleri olmak üzere iki gruba ayrılır. Türk dili, Altay grubunda bulunmaktadır. Bir dil ailesine giren diller arasında ses (fonetik), yapı (morfoloji), sözlük (leksikoloji) ve cümle bilgisi (sentaks)
bakımlarından ortak özelliklerin olması beklenir.
Dil Gelişimi kitabı sekiz yazar tarafından kaleme alınmıştır. Yazarlardan dördü devlet üniversitelerinde Doç. Dr., biri Dr. Öğretim Üyesi, ikisi Öğretim Görevlisi olarak görev yapmaktadır. Bir yazar Ankara'da devlet kurumuna bağlı anaokulunda yönetici olarak alanda
çalışmaktadır. Kitabın birinci bölümünde ilk kelimelerden önce dil gelişimi, ikinci bölümde kelimeleri ve kelimelerin anlamlarını öğrenme ilk sözcükler, üçüncü bölümde dil bilgisi kurallarını öğrenme, dördüncü bölümde dil gelişim kuramları, beşinci bölümde dil edinim faktörleri, altıncı bölümde erken okur yazarlık becerilerinin gelişimi ve okumayı öğrenme sürecindeki rolü, yedinci bölümde dil gelişiminin desteklenmesi, sekizinci bölümde ise erken çocukluk döneminde öğrenme güçlüğü açıklanmıştır.
Bu kitapta dil gelişimi ile ilgili sadece teorik bilgiler yer almamaktadır. Dil becerilerinin desteklemesine yönelik uygulamalı bilgiler de bulunmaktadır. Kitaptaki teorik ve uygulamalı bilgilerin öğretmenlere, araştırmacılara, bilim insanlarına ve meraklılarına ışık tutması
dileği ile.
Editör:
Doç. Dr. Zeynep DERE
Yorumlar
Yorum Yapınız